Çiftlik hayvanlarının beslenmesinde çoğunlukla darı, buğday ve soya küspesi kullanılmakla beraber, hayvanlarımız sadece bunlarla besleniyor olsaydı, yeterince gelişemez ve belli besin maddelerinden yoksun kalırlardı.
Günümüzün modern besiciliğinde, çiftlik hayvanlarının besin ihtiyaçları belli gıdaların konsantre hallerinin yemlerine katılmasıyla karşılanmaktadır. Yemin kalitesi sadece içindeki besin maddesiyle değil, ayrıca yemin sunumu, hijyeni, sindirilebilirliği, lezzeti ve sindirim sistemine etkisi gibi çeşitli özelliklerle de ölçülmektedir. Yem içeriği hazırlanırken hayvanın sadece büyüme hızına yönelik değil, mutlaka sağlığı gözetilecek şekilde besinler hazırlanmaktadır.
Örnek olarak, çoğumuzun tanıdığı A, B, C, D, E, K vs. vitaminleri, metiyonin, lizin gibi amino asitler, sitrik asit gibi koruyucular, omega 3 ve omega 6 yağ asitleri,agar, guar gum gibi emülgatörler ve demir, manganez, çinko gibi mineraller yemlere katkı maddesi olarak eklenmektedir.
Yem katkı maddelerinin üretimi ve kullanımı Avrupa Birliği standartlarında olduğundan, üretimde bilimsel bir altyapı ve ürünün kullanımı izni için gereken kaliteyi getirmektedir. Bu iznin kriterleri şöyledir: Güvenlik, kalite, ve verimlilik. T.C. Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı’nın incelemesinden sonra, hayvanlar, insanlar, çevre için zararsız olduğu ve kimliği, kalitesi ve verimliliği kabul edildikten sonra, bir yem katkı maddesi, onay alabilmektedir ve bu onay sadece izin verilmiş hayvanlar ve kullanım şartları dahilinde geçerli olmaktadır.
Özetle, yem katkı maddesi, insan sağlığı ile birlikte bütün ekosistemi ilgilendiren bir konu olduğundan biz Tüyekad üyeleri olarak, bu konuda etik algıyı çalışmalarımızın her noktasında taşımaktayız.